Zamanı Rotasından Çıkarma Kararlılığı: 49. yılında Kızıldere

Günümüzün direniş yatağına akan en büyük nehirlerden biri Kızıldere.

Kimileri, devrimci mücadelenin mirasının yerini tarihin kileri olarak tayin ededursun,  bizim için devrimci mücadele tarihin mutfağında bugünü mayalıyor.

Haziran İsyanı’nın gümbürtüsü sokaklarda yankılanır, soluğumuz her gün kampüslere “direnmenin estetiği”ni taşırken; burada ve şimdi içinde eylediğimiz zamanın tek mümkün zaman olmadığını düşündük durduk.

O yüzdendir ki, Kızıldere bir kitapta bahsi geçen, kahramanlarını devrimcilerin oluşturduğu eski bir menkıbe değil; zamanı rotasından çıkarma kararlılığının parlayıp söndüğü anlardan biriydi.

71 Başkaldırısı: İşçi Sınıfının Bağımsız Politik Aklı Sahnede

Biz Marksizmi entelektüel gevezelik ve dünya devrimci hareketinin trafik polisliğini yapmak için
okuyup öğrenmiyoruz. Biz dünyayı değiştirmek için,
dünyanın Türkiye’sinde devrim yapmak için Marksizmi öğreniyoruz!”
/Mahir Çayan, Bütün Yazılar

Türkiye gençlik hareketi Devrimci Gençlik kırılmasına giderken, Mihri Belli’nin bağımsız bir politik örgüt konusunda ayak direyişi ve sol cunta ile iş birliği çabası MDD hattının barutunu tükettiği görüşlerine yol açtı.

Bu koşullar altında 1969 yılı Ekim ayında Devrimci Gençlik ortaya çıkacak ve Türkiye Devrimci Hareketi’nin, 71 Başkaldırısı’nı yaratacak 3 önemli örgütünü (THKO, THKPC, TKP-ML) Devrimci Gençlik’in rahle-i tedrisatından geçmiş kadrolar kuracaktı.

Türkiye siyasetini 60’lı yıllara dek şekillendiren İttihatçı – İtilafçı denkleminde ilk önemli gediği Türkiye İşçi Partisi (TİP) açmıştı. TİP içinde Osmanlı-Türkiye aydınının geleneksel “devleti kurtarma anlayışı”nın pratik ifadesi anayasacılık güçlü bir hat olarak sürmüştü.

TİP’in açtığı gediği bir kopuşa taşıyan 71 Başkaldırısı oldu: gücünü işçi sınıfının tarihsel ve politik kapasitesinden alan, bu kapasiteyi kuvveye çıkaracak devrimciler örgütünün inşasını ilk ve en önemli görev olarak benimseyen, mevcut politik nizamı ancak böyle bir kapasitenin gerçekleşmesi ile yıkacağını bilen öznelerin sosyalist siyasete el koyması. Kısaca 71 Başkaldırısı işçi sınıfının bağımsız politik aklının toprağa, sınıfsal sömürü ve eşitsizlik düzeninde asla çürümeyecek bir tohum olarak düşmesiydi. Kızıldere’ye anlamını veren de bu kopuşun içinde eylerken onun en yakıcı momentlerinden biri olmasıydı.

Murathan Mungan, ‘Adres’ adlı şiirinin bir bölümünde şöyle der:” Belleği vardır yaraların / Kapandıktan sonra da işleyen” … Kızıldere’nin üzerinden 48 yıl geçti. Ne yaramız kapandı ne de ‘yaralarımızın belleğini’ kaybettik, hala işliyor yaralarımızın belleği bugün mücadele ederken yani yarını kurarken…    

Kerpiç Evin Mimarlığı: Yoldaşlık Hukuku

30 Mart 1972’yi özgül kılan en önemli unsurlardan biri de örgütsel rekabetle malûl Türkiye Devrimci Hareketi’nin farklı bir rotada gelişmesini sağlayacak bir miras bırakmasıydı.

9 Ekim 1971’de THKO davasında haklarında idam kararı verilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idam kararlarını durdurmak için Maltepe Cezaevi’nden firar eden THKP-C’li ve THKO’lu devrimciler bir dizi eylem planı yaptılar. Bu çerçevede Ünye NATO Üssü’nden 2 İngiliz ve 1 Kanadalı radar teknisyenini kaçırdılar. İdamların durdurulması talebiyle Tokat’ın Kızıldere köyüne yerleşen devrimciler, ihbar sonucu köye gelen birlikler tarafından katledildiler.

Kerpiç bir ev bugünün yoldaşlık hukukunun nasıl kurulacağına mimarlık yapmıştır:  farklı örgütlerden de olsa yoldaşları için canını ortaya koymak devrimci dayanışmaya dahildir.

Kızıldere’nin Çağrısı: İşçi Sınıfının Devrimci Örgütünü Yarat!

Örgütlenme için diyalektik işliyor: Faşizm kürede 2. Dünya Savaşı sonrası hiç olmadığı kadar güçlenmiş iken; -insanın insana yabancılaşmasına kafa yorarken hep ihmal ettiğimiz -insanın doğaya yabancılaşmasının bir sonucu olarak patlak veren 2020 Küresel Salgını’nda işçi sınıfının bedenini üretim hatlarında, çağrı merkezlerinde, kargo depolarında virüsün ekonomiyi yıkma potansiyeline kalkan yapmaya çalışan kapitalizm “herkes için tek mümkün sistem” olma iddiasını dinamitliyor. Bu dinamitin fitiline düşecek ateş neden şu soru olmasın. “En tehlikeli anda, kendi kârı için beni gözden çıkaran patronları, ben niye gözden çıkarmayayım?”

Kızıldere’nin çağrısında Manifesto’nun sesi, Devlet ve Devrim’in güncelliği yankılandığı kadar, bu sorunun cevabı da yankılanıyordu: Köklü bir siyasal ve toplumsal kopuş, sistem içi alternatiflerden ve kendi sağından medet uman çizgiden kopan işçi sınıfının devrimci örgütünün halkasından geçerek olacaktır. 

O halde Kızıldere devrimcilik çağrısıyla günceldir; Küresel faşist dalgayı geriletecek olan da; parasız eğitim ve parasız sağlığı meta ilişkilerini çözücü bir zehir olarak neoliberal ideolojinin bütün gözeneklerine zerk edecek olan da; bir avuç müteahhit-finansör-savaş baronunun bütün toplumsal değere el koyduğu oligarşik Saray Rejimi’ni yıkacak olan da işçi sınıfının devrimci örgütüdür.

Hemen şimdi!

MAHİR HÜSEYİN ULAŞ KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir